Sosyal Medya Devrimiyle, Merhaba

Daha önce defalarca blog açma girişimim, mahalle kültüründen bize kalmış en büyük baskı, "Kim ne der?" anlayışı karşısında defalarca başarısız oldu. "Kim ne der"'in yanına ülkenin içinde bulunduğu 'Düşünce Özgürlüğü!' korkuları da eklenince benim blog işi tam bir fiyaskoya dönüştü. Diğer bir yandan sanat alanında eğitim görmem, iş üretme gayretiyle sürekli deneme ve başarma hevesi içinde olmam korkaklığımın önüne geçmeyi başardı. Toplum, insan, sanat, hayat üzerine düşüncelerimi paylaşmak için açtım bu blogu. Herhangi bir sanat alanıyla ilgilenen kimse suya sabuna dokunmadan yaşayamaz, yaşamamalı... Farkında olmalı, farkındalık yaratmalı... Bu birincil amacı olmalı... Daha mesleğinin başında bir öğrenci olarak ahkam kesmek niyetinde değilim. Özellikle son bir kaç yıldır izleyebildiğim kadar film, oyun, konser izliyorum, kitap okuyorum. Hepsi üzerine doğru yanlış bir çok fikrim oluyor ve hemen bir arkadaşımı arayıp çay, kahve ya da bira eşliğinde saatlerce tartışma isteği duyuyorum. Bu her zaman mümkün olmuyor. Bloglar ve sosyal medya profilleri fikirlerimizi paylaşmak ve tartışmak açısından teknolojinin biz meraklı ve paylaşımcı insanlara verdiği en büyük nimet... Şimdi izninizle ben ben bu sayfada biraz saçmalayacağım...